Röportaj – Star Gazetesi 26.08.2017

Aklımdan daha çok kalbime güvenirim

Bazı kadınların kafası başka çalışır ruhları özgür ve akıllarında hep gitmek vardır… İşte onlardan bir de İşim Gücüm Gezmek blogunun sahibi Hale Sargın… Sargın tek başına bisikleti ile dünyayı geziyor ve şöyle diyor: Çizilen her sınırın dışına taşmaya çalışırım. Zincirleme hayaller kurmaya bayılırım. Gülmenin gücüne, sarılmanın büyülü olduğuna inanırım ve aklımdan daha çok kalbime güvenirim.

Röportaj: BAHAR ERDOĞAN

Her beyaz yakalı plazalarda çalışırken bir anlığına dalıp her şeyi bırakıp gittiği günü hayal eder. Ama işte bazıları sadece hayal eder… İşim Gücüm Gezmek blogunun sahibi Hale Sargın ise bir gün o plazalarda uzun asansör sırasında ayağını sıkan topuklu ayakkabılarıyla beklerken ‘Acil çıkış’ yazını görür ona doğru ilerlemeye başlar ve işinden istifa eder. Bu istifa bazıları için bir şeylerin bitişi gibi görünse de Sargın için yeni bir hayata başlamanın sözleşmesini imzalamak gibi gelir. İtalya’dan tek başına bisikleti ile çıktığı yoluna beş yıl aralıksız Güney Amerika ile devam eder. Bisikletini yenilemek için yurda döndüğü şu sıralarda çılgın ruh Sargın ile bir araya geldik. Nasıl gezmeye başladığını, ne yediğini-içtiğini, tek başına kadın olarak gezmenin nasıl olduğunu ve daha birçok soruyu kendisine sorduk.

Klasik bir soruyla başlayalım, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Hem iç dünyamda hem de dış dünyada olup bitene karşı meraklı, kaloriferli evlerden, klimalı ofislerden kaçıp doğa anaya sığınmış hatta modern dünyanın konfor adı altında bizlere sunduklarının insanı tembelleştirdiğine inanan bir kadınım. Çizilen her sınırın dışına taşmaya çalışırım, zincirleme hayaller kurmaya bayılırım. Kostümlere ve yerel kıyafetlere oldukça ilgiliyim, gülmenin gücüne, sarılmanın büyülü olduğuna inanırım. Aklımdan çok kalbime güvenirim.

Yollara düşme hikayeniz nasıl başladı?

Bu hikaye bir düş ile başladı. Hayat tarzımı değiştirmek istedim bana sunulan değil benim şekil verdiğim bir yaşam biçimi. Özel bir bankada çalışırken o uzun asansör kuyruklarında beklediğim sırada önce topuklu ayakkabılarım ayaklarımı sıkmaya başladı sonra o daracık asansörün içinde mutsuz yüzler görmek ruhumu sıktı. ‘Acil Çıkış’ levhasına doğru ilerlemeye başladım ve istifa ettim. “Dönünce ne yapacaksın, kariyerin ne olacak’’ sorularına kulaklarımı olabildiğince kapadım. İtalya’da yaşadığım bir sene sonunda her şey çorap söküğü gibi ilerledi. Ardından Türkiye’ye döndüm, kendi ülkemi otostopla gezdim ardından Güney Amerika serüvenim başladı. Son beş senedir bilindiği şekilde bir ev kavramım yok, çoğunlukla her gün yer değiştirerek, seyahat ederek yolda bir yaşam sürüyorum.

Aileniz sevdikleriniz işinizi gücünüzü bırakmanıza tepki göstermedi mi?

Kendi ayaklarımın üstünde durabilmem ve kendi kararlarımı verebilmem için tüm gücümü ailemden aldım. İşimden istifa etmek istediğimde babam ‘’İyi düşündün mü kızım?’’ diye sordu, vazgeçirmeye çalışmadı. Bu tarz bir yaşam biçimini seçip, içinde huzurlu yol alabiliyorsam eğer babamın manevi desteği sayesinde.

Yaptığınız en uzun yolculuk nereyeydi?

2012 Ağustos ayından itibaren geziyorum. Türkiye’ye hiç dönmeden 1001 gece boyunca Güney Amerika’da yoldaydım. Bu üç yılda Brezilya, Paraguay, Uruguay, Arjantin, Şili, Bolivya ve Peru’daydım.

Peki neden bisikletle geziyorsunuz?

Bisiklet beni bağımsız kılıyor. Yol almak için paraya olan bağımlılığımı azaltıyor, otobüs ya da araç şoförüne bağlı değilim. İstediğim yerde durup mola verme, fotoğraf çekme özgürlüğü veriyor,  hem çevreye hem de bedenime duyarlı bir şekilde yaşayabilmemi sağlıyor. Doğanın bir parçası olduğumu en derinden bisiklet üstünde hissediyorum.

Kalacak yer, yeme-içme ihtiyacınızı nasıl hallediyorsunuz?

Bisikletle yolculuk yapıyorsanız önceden birçok şeyi planlamanız zor. 70 km ilerde bir köy vardır o gün ulaşabileceğiniz ama 40 km de biriyle tanışırsınız, sohbeti öyle hoşunuza gider ki o gün orda kalıverirsiniz. Ya da bir manzara sizi büyüler ayaklarınız hiçbir yere gitmek istemez. Çadırım her zaman yanımda, bazen polis merkezlerinde bazen itfaiye binalarında bazen birinin bahçesine çadırımı kuruyorum. Konaklamaları için evlerini gezginlere açan yerel kişilere bile internet üzerinden ulaştığımda onların yaşadığı yere ulaşacağım tarihi kesin söyleyemiyorum. Yemek konusunda ise haritaya başvuruyorum. Gideceğim güzergahtaki ilk yemek bulacağım yere olan uzaklığıma göre yemek taşıyorum yanımda.

Yani çok paraya ihtiyaç yok mu?

Yolculuğumu finanse eden bir sponsorum yok. Accell Bisiklet, sponsorum oldu, bisiklet ve kamp ekipmanı ve kıyafet desteği veren yerler var. Başlangıçta kendi imkanlarımla ve sonrasında birçok kişi bireysel olarak yolculuğuma maddi destek oldular. Çeşitli mecmualara gezi yazıları yazarak ya da tanıtım yazıları yazarak yolculuğumu finanse ediyorum. Tercihleriniz bütçenizi belirliyor. Beş yıldızlı otelde de konaklayan gezgin var, çadırında uyuyan da. İsteklerinizi değil ihtiyaçlarınıza kulak vererek gezdiğinizde çok paraya ihtiyacınız yok.

En zorladığınız coğrafya neresiydi?

Şili’nin kuzeyinden Bolivya’nın merkez bölgesine kadar olan sürede mental olarak çok zorlandım. İki ay gibi bir süreden bahsediyorum. Çöl bölgesini geçtiğim için çok az insanla karşılaştım, daha önce hayatlarında hiç turist görmemiş Bolivyalılar ile iletişim kurmak zordu. Hiç kimseyle konuşmadığım günler arttıkça zorlandım. Korku değil bu zorluğun sebebi paylaşma isteğiydi aslında.

Ayrılmak istemediğiniz ya da tekrar gitmek istediğiniz bir yer var mı? 

Arjantin ve Şili topraklarını içine alan Patagonya bölgesi yolculuğumun en büyülü günlerini geçirdiğim yer. Tanıştığım insanlar, gördüğüm manzaralar hepsi olağanüstü güzeldi. Bir taşın üstünde oturup doğan güneşle aydınlanan dağlara bakarken mutluluktan ağladığım zamanlar oldu.

Bu kadar çok gezmenin olumsuz hiçbir yanı yok mu?

Yer değiştirerek yaşadığım için ilişki kurduğum insanlarla sohbetlerim de çoğunlukla yüzeysel oluyor. Derin sohbetler yapmayı özlüyorum.

Peki gezginler hiç aşık olmaz mı? 

Gezginler de insana ait her duyguyu tabii ki de yaşıyor. Aşık olduğum zaman da oldu, aşk acısı çektiğim ya da aşktan ayaklarımın yerden kesildiği zaman da. Benim için aşk şehirlerde olduğu gibi bağlayıcı değil daha çok özgürleştirici bir duygu.

Tehlikeli ya da ıssız yerlere giderken ‘Başıma bir şey gelirse’ diye arkanızda ir mektup ya da sizi bulabilecekleri bir şeyler bırakıyor musunuz?

Mektup mu? Hiç aklıma gelmemişti. Siz evden çıkıp giderken arkanızdan bir mektup bırakıyor musunuz? Tehlike illaki başka ülkelerde ya da ıssız yerlerde değil, mahallelerinde yürürken kaçırılmış insanları duyuyoruz ya da bindiği dolmuşta tecavüze uğramış kadın hikayelerini. Evinizde otururken bile yüzde 100 güvende olduğunuzu kim söylüyor? Güney Amerika herkes tarafından tehlikeli diye düşünülüyor. Üzücü olan ise ülkemde bombaların patladığı haberlerini televizyon karşısında ağlayarak dinlerken bir Bolivyalı’nın gelip beni avutmak için ‘’İyi ki buradasın’’ demesiydi. Bu arada sosyal medyada üç gün paylaşım yapmadığım zaman ‘’Merak ettik her şey yolunda mı?’’ diye soran yüzlerce kişi oluyor.

Yolda olmaya alışınca şehre dönüşlerde neler hissediyorsunuz? 

Balığı ait olduğu açık denizlerden alıp akvaryuma koymak gibi. Aklı hep o denizlerde gördüklerinde… Artık hiçbir şey için acele etmiyorum

Yaptığınız yolculuklar sonrasında hayata bakış açınızda illa ki değişiklik olmuştur diye düşünüyoruz. Neler değişti hayatınızda?

Değiştim ve değişmeye devam ediyorum ve bu değişimden müthiş keyif alıyorum. Hayatımı rahatlatan en önemli değişim ise artık hiçbir şey için acele etmiyorum. Ayrıca oluruna bırakıyorum, olmazsa da ‘’Vardır bir hayır’’ diyorum. Dert edilecek şeyler konusu farklılaştı, az kıyafetim olmasını dert etmiyorum ya da arabam olmadığı, ünlü bir restoranda yemek yemediğim için dertlenmiyorum.

Tek başına yol alan bir kadın olarak kadının yolda olma halini nasıl tanımlıyorsunuz?

Yolda tek başına kadın olmak, toplum içinde sınırları çizilen kadınlığın sınırlarını silmek demek, sınırsızlığı fark ettikten sonra kadın ya da erkek olmanın da bir önemi kalmıyor zaten.

Gazeteye ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ

Category: Medya
Tags: Medya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bunlarda İlginizi Çekebilir