Yolda Sağlığımı Korunma Yöntemlerim ve Hastalık Hikayelerim

Peru’nun Tacna şehrinde bir dişçi koltuğunda ağzım bir karış açık, anesteziden ağzımın sağ yanı uyuşmuş,  dişçinin gözleri ağzımın içine düşmüş, benim gözlerim ise tavana dikilmiş bir haldeyken ve bu yakınlaşmaya dişçi aletlerinin vızırtıları fon müziği yaparken bu yazıyı yazmak geldi aklıma. Yurtdışında seyahat ederken yaşadığım hastalıklar, rahatsızlıklar, hastalık durumlarında neler yaptım, yeterli yabancı dil bilmeden nasıl doktorlarla iletişim kurdum ve hastalanmamak için kendimce neler yapıyorum sizlerle paylaşmak istedim.  Doktor değilim elbet bilim içerikli bilgiler paylaşmayacağım burada sadece internet ve kitaplardan okuduğum, denediğim ve sonrasında kendimi iyi hissetiğim kendimce hastalıklardan korunma yöntemlerimi paylaşıyor olacağım.

Öncelikle herkesin kendi doktoru olduğuna inanan biri olduğumu söylemeliyim. Vücudumuza kulak verip dinlemek ve ihtiyaçlarını karşılamamız lazım, sadece seyahat ederken değil elbet her daim.

Özellikle seyahat ederken hastalanmak bir tık daha sıkıntılı olabiliyor, hele de yurtdışındaysanız, yanlızsanız ve bulunduğunuz ülkenin dilini bilmiyor yada az biliyorsanız.

4.5 senedir yollarda çok şükür büyük hastalıklar yaşamadım. Buna tamamen şans demiyorum elbette, sağlığıma elimden geldiğince dikkat ederek yaşamaya çalıştığımdan dolayı da ciddi hastalıklardan kendimi koruduğumu düşünüyorum.

İsterseniz öncelikle doktor ve hastane hikayelerimle başlayalım:

Eyvah dişim kırıldı!

Avrupa Gönüllülük Hizmeti projesi ile İtalya’ya göçtüğümün 2. ayında kuruyemiş yerken dişim kırıldı. Ne İtalyancam var o dönem dişçiye derdimi anlatacak ne de yaşadığım kasabada tanıdık bir dişçi. Kasabada tanıdığım herkese dişçi tanıdıkları var mı diye teker teker sormaya başladım. Çok alternatif yoktu tabi ama 3-5 kişi aynı dişçinin ismini tekrarlayınca bu dişçiye gitmekte karar kıldım. Gitmeden önce diş, kırılmak, tedavi gibi ihtiyaç duyacağım kelimelerin İtalyancalarını ezberledim sonrada İtalyanca sözlüğümü yanıma alarak dişçinin yolunu tuttum. İşaret dili ve bir kaç kelime ile dişçiye derdimi anlattım. Tahmin ettiğimden daha kolay oldu, dişimi tedavi ettirdim. Avrupa gönüllülük projesi sağlık masraflarını da kapsadığı için ben herhangi bir masraf yapmamış oldum aynı zamanda.

Çok yükseldim!

Şili’nin deniz seviyesinde bulunan Arica şehrinden otostop çekip 140 km uzaklıkta ve Bolivya sınırında bulunan 3500 mtlerdeki Putre şehrine gitmek için yola çıktım. Şansıma direk bu köye giden bir araç buldum. Aracın önüne şöfor koltuğunun yanına kuruldum hemen, aracın sürücüsü ile sohbete koyulduk. 1 saat sonra ”Sen de acıkmışsındır hadi gel şurda bir yemek ısmarlayayım sana” dedi adam. Yol üzerinde bir lokantada durduk. Pilav ve salata söyledim. Ardından da tuvalet gittim. Döndüğümde yemeğim masaya gelmişti. Yine aracın sürücüsü ile sohbet ede ede yemeklerimizi yedik ve araca geri döndük yolun geri kalanına devam etmek için. Aradan yarım saat geçti yada geçmedi midem bulanmaya başladı ve ardından ateş basmaya ve aynı zamanda da soğuk terler dökmeye başladım. ”Ayh bana birşeyler oluyor” diye şöfore söylerken hava almak için aracın camını açmak için elimi uzattım ama öyle halim yoktu ki camı açamadım bile. Şöfor sağa yanaştı, camı açtı. Camdan dışarı başımı ağır çekimde uzatırken tüm enerjim gitmişti. Neler olduğunu anlayamıyordum acaba ben tuvaletteyken yemeğime birşey mi koyuldu diye de aklımdan geçmedi değil hani. Su ile elimi yüzümü yıkadım, derin derin nefes almaya çalışırken aracın sahibi ”Belki yükseklik etkilemiştir sizi, köyde bir sağlık ocağı var oraya gidelim” dedi. Yarım saat sonra sağlık ocağında yüksek irtifa hastalığından dolayı oksijen tüpüne bağlı bir şekilde sedyede yatıyordum. Oksijen aldıktan sonra daha iyiydim fakat halsizliğim hala devam ediyordu. Milli parkı gezmeye diye gittiğim bu köyde hiç birşey yapamadan sadece çadırın içinde yatıp yükseklik hastalığına da iyi gelen koka yaprağı çayı içerek 3 gün geçirdikten sonra kendime geldim. Sağlık ocağı oksijen desteği için 10000 Şili Pesosu (15 Dolar ) istedi. Param olmadığını ve ödeyemeyeceğimi söyledim, sıkıntı yaratmadan kabul ettiler. Büyük olay ders oldu bana, şimdi aynı gün içinde birden deniz seviyesinden yüksek dağ bölgelerine gitmiyorum. Özellikle Güney Amerika’da Bolivya, Peru ve Ekvator’da seyahat edeceklerin bu yükseklik artışlarına dikkat etmeleri gerekiyor.

Hani su sağlıktı?

Bolivya’ya güneyinden giriş yaptığımın ilk zamanlarıydı. Daha önce bulunduğum Güney Amerika ülkelerinde (Brezilya, Paraguay, Arjantin, Uruguay, Şili) olduğu gibi Bolivya’da da çeşmelerden su şişemi doldurup su ihtiyacımı karşılamaya kalktım. Bir gece önce bir polis merkezinde konaklamış ve su içmek için hangi çeşmeyi kullanacağımı sorarak şişelerimi doldurup bisikletle yola çıktıktıktan sonra yolda midemde hareketlenmeler başladı. Farklı bir yiyecek yememiştim. Sık sık tuvalet molası vermeye başladım ve giderek halsizleşiyordum. İlk yerleşim yerine ulaşır ulaşmaz kendime bir pansiyon buldum. 3 gün yatak ve tuvalet arasında mekik dokuyarak geçen günlere haşlanmış Bolivya patatesleri ve şişelenmiş sular eşlik etti. Soğuk pansiyon odasında o sert yatakta yatarken hastalığında verdiği hassasiyetle yanlızlığında dibine vurmuştum. ”Ah bir çorba yapanım olsaydı keşke” diye geçiriyor be insan içinden böyle zamanlarda! Bolivya ve Peru’da seyahat ettiğim dönem çeşmelerden su içmedim bir daha.

Bisiklet Kazası

Peru’da geçirdiğim bisiklet kazası sırasında zemine başımı çarptım. Başımda kaskım vardı fakat şiddetli baş ağrım olunca bulunduğum yerin yakınlarındaki bir hastaneye gittim. Doktor kontrol etti. Hafıza kaybı ve kusma olmadığı için tomografiye gerek duymadı. Sadece kontrol için 10 Peru Sol’ü ( 12 TL civarı ) ödedim.

Bisiklet kazam ile ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

https://isimgucumgezmek.com/bisiklet-kazasi/

Yada bisiklet kazasında yaşadıklarıma buradan göz atabilirsiniz.

https://isimgucumgezmek.com/bisiklet-kazasindan-sonra/

Ah dişim!!

2015 yılının sonlarıydı Şili Santiago’dayken dişimde ağrılar başladı. Yine çevremdeki insanlara sorarak bir dişçi buldum. Şimdi tam olarak hatırlayamadığım ama oldukça fazla bir para ödeyerek tedavi yaptırdım. Santiago’dan ayrıldıktan son ülkenin kuzeylerini, Peru sınırına yakın bölgelerini gezerken bu sefer başka bir dişim ağrımaya başladı. Couchsurfing aracılığı ile Arica’da evinde kaldığım arkadaş Peru’da sağlık hizmetlerinin Şili’ye oranla daha ucuz olduğunu söyledi. Arica’dan Peru’ya geçmek 2 saatlik otobüs yolculuğuna bakıyordu. Atladım dişçi bulmak için Peru’ya gittim. Gittiğim şehirde yine couchsurfing aracılığı ile evinde kaldığım arkadaşa tanıdık dişçi var mı diye sordum. Yukarıda fotoğrafta gördüğünüz Dr. Smile’ ı tavsiye etti. Adı üstünde kocaman bir gülümseme ile karşıladılar beni ve Şili’de ödediğim fiyatın yarısından daha azı ücrete tedavimi yaptılar. Kasım 2015’te diş tedavimin ardından Şubat 2017’ye kadar herhangi bir diş problemi yaşamadım ama ilginçtir ki Dr. Smile’ın bulunduğu Tacna şehri çevresinde bulunduğum sırada yine dişlerimden biri ağrı yapmaya başladı geçen haftalarda. Ailemizin diş doktoruymuş gibi yine bu dişçinin yolunu tuttum.  Bu fotoğrafta son diş tedavimin ardından bu kıtadaki dişçim Oscar tarafından çekildi ?

Çok şükür yolda yaşadığım sağlık ile ilgili problemler bu hikayelerden ibaret!

Peki yolda hastalıklardan korunmak ve sağlıklı kalmak için neler yapıyorum?

İstanbul’da çalıştığım dönemden hatırlıyorum, konforlu bir hayat sürmek için stresle sürdürdüğüm yaşamımın bedelini hastanelerin kapısını sıklıkla çalarak ödüyordum. Şehir, kapalı ofisler ve insanlar hasta ediyordu resmen beni! Tabi bunların hepsine de ben izin veriyordum. En başta o zamanlar sigara içiyordum, fazla alkol tüketiyordum, yediğim yiyeceklere çok dikkat etmiyordum, bedenimin ihtiyaçlarına kulak vermiyordum, az uyuyordum. Farkındaydım ama iyileştirmek için harekete geçemiyordum bir türlü.

2014 Ağustos’unda Güney Amerika yolculuğuma başlayışımla sigarayı bırakmış oluşum, yok denecek kadar alkolü azaltmış olmam, uyku düzenime dikkat edişim, sağlıklı yiyecekler peşinden koşarak geçirdiğim stressiz bir hayatın beni hastalıklara karşı güçlü kıldığına inanıyorum.

Güney Amerika seyahatim öncesinde İstanbul Karaköy’de bulunan Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü Sağlık Merkezi’nde sarı humma ve tifo aşılarını olmuştum. İlaç kullanmadığım için yanıma herhangi bir ilaçta almadım ve Güney Amerika’da da herhangi bir ilaç kullanmadım.

İlaçlardan daha şifalı olduğunu düşündüğüm ve düzenli olarak sürdürdüğüm alışkanlıklarım var.  Mesela her sabah ılık limonlu su içerim, zencefil ile hazırladığım çayım her daim termosumdadır ve gün içinde sıklıkla tüketirim. Doğal antibiyotik olan sarımsağın şifasına ve gücüne sonsuz inancım var! Başım ağrısa sarımsak yiyenlerdenim. Çiğ bir halde her gün tüketmeye çalışırım. A, C ve K vitamini içeren karabiberi ise mutlaka yemeklerime eklerim. Bisikletle seyahat ediyor oluşumun, düzenli olarak yoga ve spor yapıyor oluşumunda fiziksel ve ruhsal olarak bana şifa verdiğine inanıyorum.

Bulunduğum ülkenin şifalı bitkilerini araştırıyorum mesela. Özellikle köylerde yaşayan insanlara sorarım hangi hastalığa hangi bitki iyi gelir diye. Yerel pazarlardan meyve ve sebze ihtiyaçlarımı alırken mutlaka bir kaç bitki de atarım çantama.

Turistlerin hastalık hikayelerinin kahramanı etli yiyecekler! Et yemediğimden dolayı benim için sorun teşkil etmiyor ama eğer et yiyorsanız özellikle sokaklarda satılan etli yiyecekler konusunda dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Öküz gibiyim bana bir şey olmaz ne bulsam yerim diyorsanız, illaki her hastalık hemen yemeğin ardından baş göstermiyor biliyorsunuz ?

Seyahat sağlık sigortam yok, hak verin yada vermeyin bu yukarıda bahsettiğim alışkanlıkların  ve yaşam tarzının sigortadan daha önemli olduğuna inanıyorum.

Ve aynı zamanda gülmenin ve sevmenin iyileştirici gücüne de inanıyorum ?

Bol bol sevin, gülün ve sağlıcakla kalın!❤

Yorum yapılmamış

  • Belize Caye Caulker adasında arkadaşımın bacağı yarıldı. Adadaki sağlık ocağında dikiş atıldı, para almadan gönderdiler.
    Nikaragua Omatepe adasında arkadaşımın başı yarıldı. Adadaki sağlık ocağında dikiş atıldı, para almadan gönderdiler.
    Yazın çok faydalı olmuş Hale’cim ??? Ben de merak ediyorum böyle hikayeleri.

    Yanıtla
    • Teşekkürler Burcu’cum sen de bizi bilgilendirmiş oldun! Hiç böyle hikayelerimizin olmaması dileğiyle

      Yanıtla
  • 2012 yılıydı.. Suriye gezimiz sırasında Şam’dan Beyrut’a geçerken yolda tavuk şovarma (şavurmaymış doğrusu) yemiştim. İki gün lübnanda otel odasında yattım. Bendeki ne nasıl göz dönmesiyse, hadi et bir derece ama tavuk… Neyse ki ilaçlar işe yaramıştı da kendime geldim.. Bir musibet bin nasihatten iyidir boşuna dememişler :))

    Yanıtla
  • Sevgili Hale,
    Tavsiyelerine ve deneyimlerini paylastigin için teşekkür ederim, ben de yıllardır düzenli spor yaparım, bisikletle şehiriçi ulaşım yaparım, hayatımda hiç ilaç kullanmadım, sabahları efsane Tibet Beşli sini ve nefes egzersizlerini yaklaşık on yıldır yaparım, ellisine yaklaşmış biri olarak kendimi oldukça sağlıklı ve guclu hissediyorum. Herkese öneririm, kabûl buyurursaniz. Size yol açıklığı ve saglik dilerim. Sevgi ve saygılarımla. İbrahim Erdoğan

    Yanıtla
    • Ibrahim Tibet beşlisini daha önce duymuş ama çok iyi araştırmamıştım. Şimdi sen de söyleyince daha bir merak edip araştırdım. Ben de aldım her gün yapılacaklar arasına. Çok teşekkür ederim önerilerin önerilerin için. Sağlıklı günler hepimize ❤?

      Yanıtla
  • Tavsiyeler icin tesekkurler. Haftaya 10 gunluk bi Hindistan kacamagi yapiyorum. Cok az kendim pisirirsem et yerim yoksa disarda agzima surmem. Ayni sekilde Hindistan’da vejeteryan hayatima devam edicem. Asilari oldum. Umarim hep boyle turp gibi devam edersin yoluna ?

    Yanıtla
  • Mehmet Ali Demiral
    Nisan 4, 2022 9:40 am

    Merhaba Hale,

    bisiklet kazasıyla ilgili olarak yazıya eklediğin linkler çalışmıyor maalesef 🙁

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bunlarda İlginizi Çekebilir