Kadın Olmanın Zorlukları

Bu yazımı okurken kadınlar kendi hayatlarından da çok şey bulacak eminim ki, çünkü sadece gezgin bir kadının sorunları değil bu paylaştıklarım. Biz aynı kaderi paylaşıyoruz; Kadınız!

İlkokuldaydım, o gün özel bir gündü herhalde siyah önlüğüm değil de annemin elleriyle ördüğü mini eteğim vardı altımda. Merdivenlerden çıkarken adını bile bilmediğim üst sınıflardan bir çocuk pandik atmıştı, ilk kez böyle bir şeyle karşılaşınca ağlayarak eve dönmüştüm de babam “Hiç kimsenin sen izin vermedikçe sana dokunmasına sakın izin verme, gerekirse çak suratının ortasına bir tane eğer böyle bir şey yaparlarsa” demişti.

Okuduğum ortaokulun hemen karşısında Erkek Endüstri Meslek Lisesi vardı, ne zaman ordan tek ya da kız arkadaşlarımla geçsem okul parmaklıklarının ardından gözünü bize dikip ıslık öttüren, laf atan erkekler olurdu. Bu liseli abileri anneme söylediğimdeyse “Duymazdan gel, cevap verirsen onlarla ilgilendiğini sanırlar, daha çok seni rahatsız ederler” demişti.

Anne ve babamın bu iki öğüdü aklımdan hiç çıkmadı.

2015’te Atacama Çölü’ndeki San Pedro köyünde bir adam ben istemeden bana dokunmaya kalktığı için babamın bana öğüdündeki gibi yüzünün ortasına bir tane çakmıştım.

Peru’da dağlık bölgelere göre Amazonlar bölgesinde pedallarken yolum üstünde daha fazla insanla karşılaşır oldum. Üstsüz ya da tişörtünü göbeğini açık bırakacak şekilde katlamış bir öbek erkeğin yanından geçerken yükselen ıslık sesleri, atılan laflar bana o endüstri meslek lisesinin önünden geçtiğim günleri hatırlatıyor. Yolum uzun, pedallarken sanki endüstri meslek lisesinin önünde volta atıyormuşum gibi hissediyorum, bir erkek de boş geçmiyor, genci yaşlısı… Annemin öğüdünü hatırlayıp cevap vermeden yolumda ilerliyorum.

Ve ne acıdır ki Güney Amerika’da erkeklerin kadınlara laf atmasına kültürün bir parçası deniyor.

 

Paraguay gezi
Paraguay’da birlikte yaşadığım budist rahibe Didi ve vegan köpeği

2014’te Paraguay’ın başkenti Asuncion’da bir yoga ve meditasyon merkezinde gönüllü olarak çalışıyordum. Ne zaman dışarı çıksam aynı durum. Bir gün şehir merkezinden eve dönerken ıslıklar eşliğinde, Paraguaylı erkeklerin laf atmalarına yine maruz kalmıştım. İçlerinden biri 5 dakika kadar peşimden gelip tanışalım mı diye sormuş ve fotoğrafımı çekmeye çalışmıştı. Sinirlerim o kadar çok bozulmuştu ki kaldığım eve girer girmez aynı evde yaşadığım budist rahibe Didi’ye daha fazla burada kalmak istemediğimi, erkeklerin bu tavrının beni tedirgin ettiğini söylediğimde ”Sevgili Hale, hiç canını sıkma, bana da laf atıyor o erkekler. Ben de kimisine ders vermek için yanlarına yaklaşıp bu davranışının beni tedirgin ettiğini, korkuttuğunu söylüyorum, sen de dene etkili olabilir.” demişti.

Bazen Didi’nin bu sözünü hatırlıyorum. Laf atan birinin yanına gitsem desem ki ”Biliyor musun sen böyle davranınca korkuyorum.” Anlar mı acaba korkumu?

Aynı yollardan her gün geçsem bu etkili bir çözüm olabilir, yürüdüğün yolları mayınlardan temizlemek gibi bir sonraki sefer rahatça yürüyebilirsin. Ya benim gibi her gün farklı yollar yürüyen insanlar? 

 

Ha böyle şeyler sadece Güney Amerika ya da Türkiye’de olmuyor tabi.  İtalya Sicilya’da Avrupa Gönüllülük Hizmeti yaptığım sırada Sicilyalı bir kız arkadaşımla bir gece her zaman gittiğimiz bara gitmiştik. Kız kıza dans ediyorduk, bir süre sonra 3 delikanlı yanımıza gelip bizimle dans etmeye başladı. İçlerinden biri sürekli benimle dans etmeye çalışıyor, arada belime dokunmaya çalışıyor ben de elini ittiriyordum. Birden elimi tutmaya çalışıyor sandım ardından elimin içine birşey sıkıştırdığını hissettim. Elime doğru baktığımda 20 Euro çarptı gözüme. Önce cidden ne olduğunu anlayamadım, benim cebimden para düştü de bana paramı veriyor sandım. Sonra olay aydınlandı. Romanyalı sanmış beni ve fiyatımı da biçmiş 20 Euro. Bu durum laf atmanın da ötesine geçtiği için bildiğim ne kadar İtalyanca küfür varsa arka arkaya çocuğa sıralamaya başlayınca barda beni tanıyanlar devreye girmiş ve çocukları bardan çıkartmışlardı.

Atılan bu lafları görmezden gelip sessizce yoluma devam etmek gerçekten zor. Tanıştığım erkeklerin bu tepkilerine maruz kalmamak için erkek gibi kadın rolü oynamaktan bıktım. Pis ve pasaklı gözüküp ilgi çekmemeye çalışmak, yürürken kalçam sallanmasın diye erkek gibi yürümeye çalışmak, sınırlarını aşmamaları için tanıyana kadar erkeklerin yanında asık ve ciddi suratlı durmaya çalışmak, ”tek başıma gezmiyorum erkek arkadaşım/kocam var, beni bir sonraki yerde bekliyor” yalanlarını söylüyor olmak.

Tek başına gezen kadın gezginlerle biraraya geldiğimde onların da benim gibi bu konudan dertli olduğunu görüyor olmak yarama merhem olmaktan ziyade daha da canımı acıtıyor.

Dün bindiğim dolmuşta arkamda oturan adamın elinin enseme değdiğini hissettim, önce yanlışlıkla değdiğini düşündüm. Pozisyonumu değiştirdim, sonra tekrar değdiğini hissedince elini çekmesini söyledim. 20 dakika boyunca 5 kere uyardım, nefesini ensemde hissedince cep telefonumu çıkartıp fotoğrafını çektim, sırf tepki vermek için.

Gezgin kadın problemleri

 

Gezgin kadınlar

Ben fotoğrafı çektikten sonra kendini geriye attı, ardından dolmuşa bir kadın bindi, makyajlı, göğüs dekolteli, arkamdaki adam oturduğu yerden kalkarak kadının oturduğu koltuğun yanına gitti. Niyetini tahmin ettiğim için bir süre sonra baktım, kolunu kadının koltuğunun arkasına atmış, sözüm ona yanındakilerle konuşuyor. Kadının yüzünden sıkıntısını anladım. 5 dakika kadar sonra yanımdaki yolcu indi, arkadaki kadın yerini değiştirerek yanıma gelip oturdu. ”Seni de mi rahatsız etti o adam?” diye sordum. ”Evet” dedi huzursuz olmuş bir şekilde.

Dolmuşta koltuğu değiştirerek huzursuzluk veren insanlardan kurtulabiliyoruz, peki ya hayatın içinde?

Yolda ve yaşamın içinde kadın olmanın zorluklarından biri bunlar, erkeklerden ötürü olduğun kadın gibi olamamak!

Kadınlara not: Bu gibi durumları sadece yolda, seyahat ederken yaşamıyoruz biliyorsunuz, şehirlerden, beyaz yakalıların çalıştığı ofislerden de bu hikayeler çıkıyor. Yoldaki hikayelerimi gözünüz korksun diye paylaşmadım, bilin ve yola çıktığınızda da bu gibi sorunlarla yüzleşeceğinizi göze alın diye paylaşıyorum.

Yorum yapılmamış

  • Çokkk güzel bir paylaşım olmuş canım.

    Yanıtla
  • Ibrahim Erdoğan
    Mart 21, 2018 10:36 pm

    Sevgili Hale,
    Bir erkek olarak bu ve benzeri olaylardan utanıyorum. Mevcut düzeni olabilirse kadınların duzeltecegi ütopyasına iinanıyorum. İnadına yola devam et, ki senden motive oolalım. Sevgi, barış ve guzelliklerle.

    Yanıtla
  • Yazılarınız gerçekten çok güzel.inşallah böyle durumlarla karşılaşmamanız dileğiyle. Kolay gelsin.

    Yanıtla
  • Aysen Roberts
    Mart 22, 2018 2:06 pm

    Keske dogru olmasa ama ne yazik ki yasaniyor. Ben Yillarca uluslararasi seviyede uzakdogu sporlari yaptim, kendime de guvenirim. Ancak tedbiri elden birakmamak gerek. Rahatsiz eden insani aninda ve orada desifre etmek gerek, hic cekinmeden, acikca ve aninda. Yoksa anlamiyorlar. Bircok insan icine kapanip huzursuz oluyor. Etrafta baskalari varsa hele otobuste, dolmusta, ofiste, barda hemen gerektigi gibi uyarmali insanlari. Boyle rahatsiz edenler ciktigi gibi saygin, akli basinda insanlar da cikip hemen mudahale ediyorlar duruma. Bana da cok oldu, lisede kitaplar kucagimda minibusle bir yerden bir yere giderken yanima oturup kollarini baglayip altta kalan eliyle habire koluma dokunan birinin burnunu kitaplarimla vurarak kirdigimi hatirliyorum. Geri kalani mininus soforu ve diger yolcular hallettiler zaten. Otobuste arkamda fazla yakin duruo ihtara da aldirmayan birkac kisiyi o dokundurduklari yerden dirsekledigim de coktur. Ben sesimizi cikarmaktan yanayim. Ancak issizda is zor. O yuzden sprey gibi seyler bulundur yaninda. Barisa karsi gibi oldu ama hayatin gerceklerini de gozardi etmemek lazim. Sana guvenli yolculuklar diliyorum.

    Yanıtla
  • İlk yanlız seyahatim Filipinler oldu. Manila havaalanından Banaue bölgesine giden otobüs terminaline gitmem lazım. Tourist office bana sırt çantasıyla toplu taşıma binemezsiniz dediği için taksiye bindim. Hava karanlık ve daha önce burası ile ilgili okuduğum şeyler (turist kaçırma, kapkaççılık vs. ) nedeni ile çok tedirgindim. Taksi, harabe teneke evler ve çöp yığınlarıyla dolu yerlerden ilerlerken korkudan arka koltukta titriyorum. Taksici sorulara başladı. Nerden geldin?, Ne kadar kalacaksın?, turist misin? Ben de adama; ailemin Manila’da yaşadığını, evli olduğumu kocamın beni otobüs terminalinde beklediğini, taksinin fotosunu çektiğimi ve kocama yolladığımı, telefonumda olan özel uygulama sayesinde beni her dakika izlediğini ve Bir video çekip kocama atmam gerektiğini söyledim. Taksici de tedirgin oldu ve muhabbeti kesti. O gün yaşadıklarımı unutamıyorum. O korku hissi ve ne işim var benim burda? aç belgeselleri izle sesi? o videoyu izlediğimde hep korkarım hala. Ama yollar daha çok iyi insanlarla dolu. Dilerim hep iyi insanlara denk geliriz.

    Yanıtla
  • Merih Kotoman
    Mart 27, 2018 1:00 pm

    Seni takip etmeye başladığımda bu sorunlar aklıma gelmişti. Şili de bir parkta hamakta yattığını okumuştum ve inanılmaz tedirginlik hissetmştim ve sonra demek ki oralar Türkiye gibi değil düşüncesi oluşmuştu bu yazıda yanıldığımı gördüm.Sana ve gücüne hayranım hiç bir şeyin seni korkmasına izin verme tüm olumlu enerjimiz seninle .Aynı heyecanı yaşamak muhteşem seninle geziyorum seninle heyecanlanıyorum.Emeğine yüreğine sağlık??

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bunlarda İlginizi Çekebilir