Bir gün Peru’nun And Dağları’nda pedallarken 1000 kişinin yaşadığı bir köye varmıştım. Meydandan müzik sesleri geliyordu, “Festival var” dediler. Yahu ben resmen yoruldum Peru’daki festivallerden Perulular yorulmak bilmiyor ? Sonra köyden birileriyle tanıştım, “Köyde konaklayacak bir yer yok, çadır atarsan çok üşürsün, gel bizde kal” dediler. 3500 metrede böyle bir teklife ‘hayır’ demem ?
Köy meydanının ortasındaki ağaca hediyeler asılmış. (plastik eşyalar, meyve, kıyafet v.s) Çoluk-çocuk, kadın-erkek zıplayarak bu hediyeleri almaya çalışırken bir yandan da biralar hızla tüketiliyordu. 2 saat kadar müzik çaldı, dans edildi. Köylerine düşmüş bu Türk kızına da kendi danslarını öğretmek için halk seferber oldu.
Kahkahalar havada uçuşurken birden ağaçtan yere düşen bir kadın kıyafeti için 2 kadın kavga etmeye başladı. Aman Allah’ım çil yavrusu gibi herkes dağılmaya başladı. Beni evlerine davet eden aileden biri beni de ceketimden tuttuğu gibi çekerek kaçarken yanlarına kattı. Bira şişeleri havada uçuşurken kendimizi eve zor attık. “Genelde kavga çıkar böyle” dediler. “Bizde de olur böyle şeyler” demeyi kendime sakladım ? Gece 35 ve 25 yaşındaki çift ve 6, 4 ve 1.5 yaşındaki çocukları ile birlikte aynı odada uyurken gece bir kedi de üzerimde geziniyordu ?
Sabah erkenden kalktılar, “Biz hayvanlara gidiyoruz” diye. Ben de eşyalarımı bisikletime yükledim, kahvaltı edebileceğim bir yer de bulamadım çok erken diye. Biraz fıstık yiyip pedallamaya başladım. 10 km pedalladıktan sonra dağların arasında 2 tane ev gördüm, evlerin önünden geçerken evin önünde oturan kadın “gel chicha ikram edeyim sana” dedi. Durdum, mısırdan yaptıkları chichayı içtim, sonra bana sıcak su verip veremeyeceğini sordum. Teyze, sıcak su verince kahvaltılık malzemelerimi yulaf ezmesi, çiya, macayı çıkardım. O sırada tur motoru olduğu belli bir motorsiklet geçti yoldan, 3 dakika sonra geri döndü. Fransız Clamentine çıktı kaskın altından. O beni gördüğü için şaşkın, ben de onu ? O bana sordu ‘Sen ne arıyorsun burda?’ diye ben de ona ? Öyle ya bu dağ yollarında pedallıyor olmak akıllı işi değil ?
Kahvaltı, mate, hoş sohbet derken bir sonraki kasabada öğlen yemeği için buluşalım diye sözleştik. Adamın altında motor var, ben neyime güveniyorsam artık dedim “saat 12’de ordayım” ?
Babamın öğüdüdür bana ”Tutamayacağın sözleri verme” diye 🙂
Yol cillop gibiydi 11.38 köye vardım.
Mutlu son 🙂