Gezimanya – Söyleşi

1 – Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
32 yaşındayım. 2 sene öncesine kadar İstanbul’da bir bankada 9/6 mesaisi ve düzenli bir maaşı olan, kariyer planlaması yapan, geleceğe odaklı bir yaşam sürüp giden bir beyazyakalıydım. Banka çalışanları için sosyal sorumluluk projeleri ve sosyal aktiviteler organize ediyordum. Bankada geçen 8 sene sonunda, sürdürdüğüm hayat tarzında bir çok şey anlamsız gelmeye başladı. Tamamen tüketerek yaşıyor olmak, kapitalist sistemin modern kölesi olmak, daha fazla para ve kariyer için kendimi ve hayatımı harcıyor olmak, şehrin mutsuz insanları her gün enerjimi sömürürken bir ağaç görebilmek için haftasonları kilometreler katediyor olmak canımı acıtmaya başladı. Ağustos 2012’de işimden istifa edip beyazyakalıktan yalınayaklığa terfi ettim. “Bilmek isteyen yola çıkar” der Şamanlar, ben de bize okullarda öğretilmeyen hayatı öğrenmek için yola çıktım. Avrupa Gönüllülük Hizmeti ile İtalya/Sicilya’da bir dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladım. 1 yıl boyunca çocuklara atıklardan oyuncaklar yaptırarak onlara geri dönüşüm bilinci geliştirmeyi hedefleyen bir projede ve at çiftliğinde gönüllü olarak çalıştım. İtalya dönüşü, Türkiye’nin bir çok bölgesini doğada konaklayarak, yürüyerek yada otostopla oldukça düşük bütçelerle gezmeye başladım. Tarlalarda, çiftliklerde gönüllü olarak çalıştım. Bu sırada Güney Amerika haritadan bana göz kırpmaya başladı. Yeni diller öğrenmek, yeni kültürlere dokunmak, doğayla içiçe olabilmek ve yenilenmek için Ağustos 2014’te Latin Amerika yolculuğuma başladım.

2 – Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Çalıştığım dönemlerde gezmek benim için bir kaçıştı. Şimdi ise bir yüzleşme, hayatı daha anlamlı yaşama, farklı hayat tarzlarının da olabileğini görmek ve bunu ispat etmek demek.
Büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki artık seyahat hayat tarzım oldu. İşim gücüm gezmek 🙂
3 – Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde tek yoksa grupla mı seyahat edersiniz?
Yolculuk sadece yeni yerler görmek değil benim için. Aynı zamanda paylaşmak bendekileri vermek, onlardakileri almak demek. Bu yüzden yolculuğumun bir kısmını gönüllü işlerde çalışarak geçiriyorum.Turistik yerlerden ziyade bakir yerleri keşfetmeyi seviyorum. Yolculuğumda benim için önemli olan gittiğim yerleri oralarda yaşayan insanlar gibi yaşamak istiyorum. Dilini öğrenmek, yerel yemeklerinden yemek ve yeni yemek tarifleri öğrenmek, pazarından alışveriş yapmak, yerli halkla iletişim halinde olmak hatta komşuya misafirliğe gitmek, bir yerlinin evinde kalmak.
Yolculuğuma yanlız başladım. Fakat zaman zaman yollarda yeni insanlarla tanışıyorum, bir süre onlarla yolculuk ediyorum, sonra herkes yoluna ben kendi yoluma…
4 – Rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Kendimi dinliyorum, nereye gitmeye ihtiyaç duyuyorsam oraya çeviriyorum rotamı. Doğa ise doğa, şehirse şehir. Sonra yoluma çıkan diğer insanları dinliyorum. Maddi açıdan ekonomik olması için de bir ülkeden diğer komşu ülkeye geçiş yapmayı planlıyorum.
5 – Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz?
Avusturya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, Kıbrıs, Lübnan, Macaristan, Malta, Norveç, Slovakya, Suriye, Tunus ve Yunanistan ve son olarak Brezilya’nin çeşitli şehirlerini ve köylerini keşfettim. 1 sene de İtalya’da yaşadım.
6 – Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
En çok sorusuna sadece 1 yeri sığdırmak diğerlerine haksızlık olur. Gördüğüm doğal güzellikler arasında en çok Norveç Preikestolen beni etkilemişti. Balkanlar seyahati planladığım sırada internette gezinirken Preikestolen’e ait bir fotoğrafa rastladım. Ve hemen yolculuk rotamı Norveç’e çevirdim. Preikestolen’e tırmanırken öyle heyecanlıydım ki sanki sevgiliye kavuşacakmışcasına kalbim hızlı hızlı atıyordu. Tırmanış sonrası gördüğüm manzara karşısında gerçekten titredim, öyle heybetli öyle büyüleyiciydi ki… Yaşam tarzı ve insanlarının misafirperverliğini gözönünde bulundurursam da kesinlikle Sicilya!
7 – Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Kanarya Adaları gibi enfes doğaya sahip bir yerin oteller tarafından işgal edilmiş olması beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Kitlesel turizm sistemine yenik düşen ada için gerçekten üzüldüm diyebilirim.

8 – En son nereye gittiniz?
Ağustos 2014’te başladığım Latin Amerika yolculuğumun ilk durağı Brezilya’dayım. Brezilya’nın Sao Paulo, Goias, Bahia ve Rio de Janeiro bölgelerini keşfettim.
9 – Sırada neresi var?
Brezilya’dan sonra Paraguay’a geçmeyi planlıyorum. Sonra ver elini Arjantin, Uruguay, Şili, Bolivya, Peru, Ekvator, Kolombiya, Venezuela ve Orta Amerika ülkeleri 🙂

10 – Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da web siteniz var mı?
Uzun zamandır geziyor olmama rağmen, Latin Amerika yolculuğuma başlamamla, ”İşim Gücüm Gezmek” dedim ve blog yazmaya başladım. İyi ki de başlamışım, çok güzel tepkiler alıyorum 🙂
www.isimgucumgezmek.wix.com/isimgucumgezmek
Blogumda; gezip gördüğüm yerler dışında, gönüllülük deneyimlerimi ve yolda tanıştığım diğer gezginlerle olan söyleşilerimi paylaşıyorum.

11 – Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Sağlıklı besinin peşindeyim! Gönüllü olarak çalışacağım yerleri seçerken, vejeterjan ve organik beslenen yerleri seçmeye dikkat ediyorum. Çiftliklerde çalıştığım dönemlerde bulunduğum ülkeye has meyveleri-sebzeleri dalından kopartıp yiyebiliyor olmanın keyfini çıkartıyorum. Çiftlikler dışında bulunduğum zaman ise, lokal pazarlardan alışveriş yapıp yemeğimi kendim yapmayı tercih ediyorum. Tabi ki ülkelerin geleneksel yemeklerinden etsiz ise mutlaka tatmaya çalışıyorum.

12 – Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Seyahatim sırasında gönüllü olarak çalıştığım zamanlarda, çalıştığım yer konaklamayı sağlıyor. Doğanın içinde kuş sesleri ile güne başladığım sade bir oda, yıldızları seyrederek uykuya dalacağım bir çadır yada derenin şırıltısını duyabildiğim ağaç bir ev…
Şehirleri gezerken; gezginleri buluşturan ve gezginlerin birbirlerine ücretsiz evlerini açtıkları Couchsurfing aracılığı ile yerlilerin evlerinde kalıyorum.

13 – Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Aynı şekilde yoluma devam ederdim 🙂
14 – Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Yola çıkanlara tek diyeceğim yolları açık olsun! Benim tavsiyelerim yola çıkmak isteyipte bir türlü çıkamayanlara. Yolculuğum sırasındaki tüm paylaşımlarımın, bulundukları yere saplanıp kaldığını düşünenlere ilham olmasını istiyorum. Paulo Coelho’nun dediği gibi “Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.”

♥ Söyleşiye aşağıdaki linkten de ulaşabilirsiniz.

https://gezimanya.com/Soylesiler/hale-sargin-yolculugum-sirasindaki-tum-paylasimlarimin-bulunduklari-yere-saplanip

Category: Medya
Tags: Medya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bunlarda İlginizi Çekebilir