10 gün Şili’nin büyülü topraklarında sudan, çamurdan, kardan ıslanmış ayaklarımla 150 km yürüdüm bu noktaya ulaşmak, şu anki Ben’e kavuşmak için.
Pumaların su içtiği derelerden su içip, Güney Amerika Akbabaları’nın geniş kanatlarıyla havada süzülüşlerine tanık oldum. Sert rüzgarlara göğüs gerip dağları aşınca buzullar ülkesinde buldum kendimi. Göz alabildiğine bembeyaz. Altımdan delice sular akarken tahta bir köprüyü kendime hamak yapıp yıldızlarla konuştum.
Güneş doğmaya başlayıp, Paine’nin Kuleleri’ni (Torres del Paine) aydınlatmaya başladığında işte tam da oturduğum o kayanın üstünde mutluluktan ağlayabilirdim.
Şubat 2015, Torres Del Paine Milli Parkı – Şili