İstanbul’dan ayrıldıktan sonra yine İstanbul gibi kalabalık, apartman, gökdelen ve arabalarla dolu Dubai, Abu Dhabi ve Sao Paulo şehirlerinden sonra Brezilya’nın ücra köşelerine doğru yol almaya başladım. İhtiyacım olan (çoğumuzun ihtiyacı gibi) kalabalıktan biraz uzak, doğa içinde vakit geçirmek.
Latin Amerika yolculuğumun amacı bir turist gibi gezmek, otel/hostellerde konaklamak, restoranlarda yemek yemek ve onları sizlerle paylaşmak değil. Bu yolculuk için arzuladığım; gittiğim yerleri oralarda yaşayan insanlar gibi yaşamak! Dilini öğrenmek, yerel yemeklerinden yemek ve yeni yemek tarifleri öğrenmek, pazarından alışveriş yapmak, yerli halkla iletişim halinde olmak hatta komşuya misafirliğe gitmek, bir yerlinin evinde kalmak ve çalışmak…
Fakat burda bahsettiğim çalışma fikri; bu bildiğimiz kapitalist sistemin çalışma fikrinden oldukça farklı. Basit açıklaması ile işverenin işçiye yemek ve konaklama sağladığı bunun karşılığında da işçinin günde 4-6 saat emeğini ve bilgisini verdiği, taraflar arasında para mevzunun geçmediği tamamen gönüllülük esasına dayanan bir sistem. İsterseniz Ekvator’da bir çiftlikte avokado toplayabilirsiniz ya da Hindistan’da bir hostelin resepsiyonunda çalışabilirsiniz yada Fransa’da bir ailenin çocuğuna İngilizce öğretebilirsiniz. Sırt çantamı alırım ekonomik bir şekilde ülke ülke gezerim, yaşadığım deneyimler paradan daha değerli diyenlere bir çok imkan sunuyor.
Gönüllü çalışan arayan kişilere ulaşmanızı sağlayabilecek bir çok site var.
Çiftliklerde çalışmayı tercih edenler için www.wwoof.net/
Çiftlikler dışında da iş imkanları arayanlar icin www.helpx.net/ ve www.workaway.info/ oldukça kullanışlı siteler.
İşte ben de helpx.net sayesinde bulduğum, Latin Amerika yolculuğumun ilk çiftliğimdeyim. Ananda Vasundhara, Brezilya’nin Brasilia şehrine yaklaşık 43 km uzaklıkta organik/ekolojik tarım yapan bir çiftlik. Ananda Sanskritçe’de mutluluk (bliss), Vasundhara ise Yeryüzü’nün kızı (Daughter of the Earth) anlamına geliyor. Muz, avokado, papaya, şeker kamışı, fasulye, mısır, yetiştirdikleri arasından başlıcaları. Brasilia Milli Parkı manzarasına karşı uyanıp, avokado ve muzla kahvaltı yapıp, daha önce ismini bile duymadığım sebzeler ve meyveler yiyorum. Sıkı bir vejeteryan menüsü var. Ayrıca çiftlik sınırları içinde sigara ve alkol yasak. Düzenli olarak yoga ve meditasyon yapılıyor. Benim dışımda 2 Brezilyalı ve 1 Arjantinli gönüllü gezgin daha var.
Günde 5 saat çalışıyoruz. Şeker kamışından nasıl şeker yapılır, mısır nasıl toplanır, fasulyeler nasıl ayıklanır gibi doğayla temas halinde olduğum işler yapıyorum.
Ve sıklıkla Hindıstan asıllı yazar Krishnamurti’nin sözü aklıma geliyor : “Doğayla bağınızı kaybederseniz, insanlıkla da bağınızı kaybedersiniz”
Yorum yapılmamış
Halecim sanırım ben gelmeden seni soru yağmuruna tutmaktansa blogunu baştan sonra tekrar tekrar okusam iyi olacak.. Aaaa şimdiye kadar okumadın mı dediğini duyar gibiyim.. Okudum ama bölük pörçük… Bu mesajı da sana mesaj vermek için yazıyorum aslına bakarsan… Neden diyeceksin? Bu yazılarının ilham verici ama work away anlamında mutlaka başka anılarında vardır.. Acaba bu yazının dibine onların da linklerini versen ya da bu yazıyı bir güncellesen? Hangisi daha uygunsa tabii… Bu vesileyle haber bültenine de kayıt olayım :))