Sadece dene, eğer beklediğin gibi olmazsa zaten düzen denilen sistem kollarını açmış seni bekliyor olacak’ diyerek yüksek kazanç elde ettiği bankacılığı bıraktı. Hale Sargın şimdi bisikletiyle dünyayı turluyor.
Hale Sargın, iyi bir eğitimin ardından düzenli bir hayat için koşturup durdu. Sonunda beyaz yakalı bir iş kadını oldu ama olmadı!… Yapamadı, ‘düzenli mutluluğa’ kavuşamadı. Beyaz yakalıktan yalın ayaklığa terfi etmeye karar verdi. Önce istifasını verdi. Hemen ardından da yanına yalnızca gerekli olan eşyalarını ve az miktardaki parasını aldı ve yola çıktı. Şimdi otostopla çıktığı yol hikayesine bisikletiyle devam ediyor. Güney Amerika ülkelerini tek tek geziyor. Sargın’ın yanından ayırmadığı tek şey ise, Oruç Oruoba’nın sözleri: “Özgürlük budur belki de; sürekli bir yersizlik, sürüp giden bir yol…”
Bankada çalışırken nasıl oldu da bir anda böyle bir maceraya atıldın?
30 sene boyunca o düzen denilen sistemin içinde kendime bir yer aradım durdum. Beyaz yakalı bir iş kadını olarak hep meşguldüm. Düzenli bir işim, düzenli bir gelirim, düzenli bir aile hayatım vardı. Fakat düzenli bir mutluluğum yoktu.
Aldığın bu karardan korkmadın mı hiç?
Kendi kendime “Sadece dene, eğer beklediğin gibi olmazsa zaten düzen denilen sistem kollarını açmış seni bekliyor olacak, kaybedeceğin bir şey yok” dedim.
Hemen ardından da istifa mı ettin?
Evet, istifamı verir vermez de yola çıktım.
Eşini, dostunu, aileni bırakmak senin için zor olmadı mı?
Aslına bakarsan onları geride bırakmışım gibi hissetmiyorum. Zaten hep yanımdalar. Teknoloji sayesinde de sık sık iletişim kuruyorum.
Bir kadın olarak seyahat etmek zaten tek başına korkutucu geliyor…
Herkes korku dolu düşüncelerle bu fikre bakıyor. Sanki bütün kötülükler, kötü insanlar bu yalnız gezen kadının peşine takılacakmış gibi. Sürekli olumsuz yanlarını ortaya çıkartıp kadınların sindiriliyor olması fikri beni oldukça rahatsız ediyor. Oysa aksine kadın olduğunuz için insanlar size güvenip evlerinin kapılarını açıyor. Kadın olduğunuz için insanlar daha fazla koruyup kollamaya çalışıyorlar.
ŞOFÖRLE KARŞILIKLI AĞLADIK
Peki, yolculuklarında seni en çok ne şaşırttı?
Şili’nin kuzeyinde bulunan bir şehre gitmek üzere otostop çekiyordum. Gaz taşıyan bir kamyon durdu. 55 yaşlarında Christian adlı bu Şilili kamyon şoförüyle sohbete başladık. Türkiye ile ilgili sorular soruyor ben de cevaplıyordum. Konu Türk aile yapısına geldi. Geleneklerimizi göreneklerimizi anlatıyordum. Bu sefer ailemle ilgili sorular sormaya başladı. Ailemi anlatmaya başladım, annemin vefat ettiğini ve bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını söylediğimde ağlamaya başladı. Bir yandan kamyonu sürüyor bir yandan da ağlıyordu. Gözyaşlarını silerken “Yedi ay önce ben de eşimi kanserden kaybettim” dedi sesi titreyerek. Birbirini hiç tanımayan, dünyanın iki ucundan bir araya gelmiş iki insanın karşılıklı ağlaması bana hep ilginç gelir.
Yolculuk sırasında seni en çok ne güldürdü?
Arjantin Patagonyası’nda yolda tanıştığım bir arkadaşımla otostop çekiyorduk. Bir pikap geçti fakat durmadı. Beş dakika sonra aynı pikap geri geldi ve “Hadi gelin” dedi. Biz büyük bir mutlulukla atladık araca. Bir baba beş çocuğu ile bizim gitmek istediğimiz şehre doğru yol alıyordu. Çocukların en büyüğü 12, en küçüğü üç yaşındaydı. Şoför yorulunca arabayı ben kullanmaya başladım. Adam yan koltukta horul horul uyuyor, çocuklar yarım saatte bir “Tuvaletim vaaaar” diye bağırıp duruyor. Otostop çektiğim aracın hem sürücüsü hem çocuk bakıcısı olmak oldukça komikti.
Önümüzdeki süreçte takviminde hangi ülkeler var?
Güney Amerika’da otostopla başladığım yola şimdi bisikletle devam ediyorum. Önümüzdeki 3-4 ay boyunca Şili’nin güneyinde yol almayı düşünüyorum. Daha önce görmediğim Güney Amerika ülkelerine doğru ilerleyeceğim.
Kalıcı olarak dönmem
Bir gün dönmeyi düşünüyor musun?
2013 yılının Ağustos ayında Güney Amerika yolculuğuma başladığımda tüm Latin Amerika ülkelerini iki sene içinde gezerim ve Türkiye’ye geri dönerim diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Türkiye’ye gelmeyi düşünüyorum tabi ki ama yalnızca ailemi ve dostlarımı ziyaret etmek için. Yoksa kalıcı olarak dönmek gibi bir düşüncem yok.
Şu ana kadar hangi ülkeleri gezdin?
Brezilya, Paraguay, Arjantin, Uruguay ve Şili şimdiye dek gezdiğim ülkeler… Kaplumbağa hızında geziyorum. Çünkü her yeri detaylıca görmek istiyorum.
Gezerken bir yandan da yardımseverlik koşuları yapıyorsun. Biraz bundan söz eder misin?
Yolda olmak, sadece dünyanın güzelliklerini görmek değil, aynı zamanda dünyanın sorunları ile daha fazla yüzleşmek demek benim için. Gördüğüm onca soruna karşı sessiz kalıp, yokmuş gibi davranamazdım. Hepsine bir çözüm sağlayamam belki ama bir ucundan tutabilirim diye düşündüm. Buradan hareketle sportif etkinlikler aracılığıyla, bağışta bulunmak isteyen kişileri, ihtiyacı olan kişilerle buluşturan bir sivil toplum inisiyatifi olan Adım Adım Oluşumu (www.adimadim.org) ile tanıştım. Adım Adım Oluşumu çatısı altında Güney Amerika’da çeşitli ülkelerde yardımseverlik ve bağış kampanyaları organize etmeye başladım.
Gelecek hayalinde ne var?
Sadece kendi ektiğim sebze ve meyvelerle beslenmek istiyorum. Bu nedenle yolculuğum sırasında çeşitli çiftliklerde gönüllü olarak çalışıp toprak, tarım, çiftçilik üzerine bilgi birikimi de yapıyorum. Hem böylece gönüllü olarak çalıştığım yerde konaklıyor ve karnımı doyuruyor, hem de ekonomik olarak bütçeme katkı sağlıyorum.
Ölümle burun buruna
Yolculuk sırasında hiç tehlike atlattın mı?
Güney Amerika yolculuğuma başlayalı bir buçuk ay olmuştu. Brezilya’daydım. “Otostopla yolculuk yapma çok tehlikeli, otobüsle seyahat et” diyen Brezilyalı arkadaşlarımın sözünü dinledim ve otobüsle gece yola çıktım. Aradan kısa bir süre geçmişti ki otobüsümüz durduruldu. Elinde silah ve bıçaklar olan maskeli adamlar tarafından… Bu kişiler bir anda otobüsün içine girip, bağırmaya başladı. Burnumuzun dibinde silahlar gezinirken, hepimizin elleri havadaydı. Öyle vahşice davranıyorlardı ki, biri otobüsün kamerasını kırıyor biri eğer değerli eşyalarımızı vermezsek bizi öldüreceğini söylüyordu. Sanki hayatımızda göreceğimiz son karelerdi bu anlar. Herkes dua ediyordu. Birbirimize korku dolu gözlerle bakıyorduk. Öldürüleceğimize emin gibiydik. Ne kadar değerli eşyamız varsa hepsini onlara verdik. 15 dakika sonra eşyalarımızı alıp gecenin zifiri karanlığında gözden kayboldular. İndiklerinde otobüsteki tek ses, korkudan susup kalmış insanların nefesleriydi. Korkunçtu!
Habere aşağıdaki linkten de ulaşabilirsiniz:
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/haber/hafta-sonu/kariyerini-birakti-tek-yon-bilet-aldi-9088
Yolculuğumla ilgilenip haber yaptığı için Yeni Yüzyıl’ın sevgili gazetecisi Berivan Tapan’a sevgilerimle ♥