11. Gökova Bisiklet Turu 2017

Kasklarınızı takın lütfen, Gökova Körfezi’ni bisikletle pedallamaya gidiyoruz!

Muğla Bisiklet Derneği tarafından bu yıl 11.si düzenlenen Gökova bisiklet turuna bisiklet sponsorum Carraro Bisiklet‘in davetlisi olarak katıldım. 16-20 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleşen tura farklı bölgelerden 300 bisikletsever katıldı ve hepbirlikte tekerleklerimizi Ege’ye dokundurduk.

Rota

Muğla’dan başlayan yolculuğumuz saat yönünde bir O çizilerek ve 1 gemi yolculuğu yapılarak Akyaka’da son buldu. 5 günlük turda toplam 261 km mesafe katedildi. Asfalt ve toprak yol karışıktı. Bisiklet antremanı fazla olmayanları zorlayacak bir kaç rampa vardı. Fakat genel olarak zorlu bir rota değildi. Zorlananlar için ise destek araçları vardı, rampalarda bisikletler araçlarda taşındı. Hizmette sınır yok ?

Bisikletim şekil, önümden çekil!

11. Gökova bisiklet turu için CARRARO SPORTIVE 226 BAYAN ŞEHİR 24-V HD 28″modelini kullandım. Performansından oldukça memnun kaldım. Şehir bisikleti olarak geçmesine rağmen toprak ve ıslak zeminde de kullanımı rahattı. Bisiklet ile ilgili ayrıntılara BURADAN ulaşabilirsiniz.

Yolda kalmak yok

Organizasyon boyunca Tarkan Bisiklet’in teknik servisi ücretsiz olarak bizlere hizmet verdi. Sabırla ve itinayla herkesin sorununa çözüm buldular. Helal olsun!

Engel Sizsiniz!

Daha önce Şili’de pedallarken Güney Amerika’yı bisikletle gezen, işitme engelli Kuzey Amerikalı bir gezgin ile tanışmıştım. Gökova turunda da işitme engelli 4 arkadaşımız vardı. Engel tanımadan Gökova’da pedalladılar.

Minik pedalperestler

Tura aileleri ile birlikte gelen minikler de vardı. Kimisi bisikleti ile pedalladı kimisi de babasının arkasındaki taşıyıcı ile Gökova’nın keyfini çıkardı.

”Ayh çocukla gezmek çok zor şekerim” diye yakınanların aksine öyle keyifle yol aldılar ki bir ara çoluk çocuk ailecek dut ağacına daldıklarına bile şahit oldum.

Bisiklet, sevenleri buluşturur!

Daha önce sosyal medya aracılığı ile iletişime geçtiğim ve Güney Amerika bisiklet yolculuğumu takip eden bisikletli dostlarla bu turda karşılaşmak ve birlikte pedallamak ise benim için çok özeldi.

Ayrıca bu turun hayatıma kattığı yeni arkadaşlıklar ise pastanın üstüne konmuş bir çilek güzelliği ve eşsizliği ile taçlandırılmış oldu.

Yemek

Tur kayıt ücretine 3 öğün yemek dahildi. Vegan beslendiğim için yeterli yemek bulamayacağımı düşünmüştüm başta fakat yemekler önüme gelmeye başlayınca yanıldığımı gördüm. Kahvaltıda ekmek, bal, reçel, domates, salatalık, peynir , çay, öğle ve akşam yemeklerinde ise sebze yemekleri, pilav, makarna, yoğurt, cacık, salata gibi hemen hemen herkese hitap eden yemekler vardı. Çayın yanında kahve de olsaydı süper olurdu.

Bunun dışında su kamyonu sürekli konvoyu takip etti. Geride kalanlar için yollara su damacanaları bırakıldı.

Konaklama

Katılımcıların çoğu kendilerine ait çadırlarda, organizasyonun belirlediği kamp alanlarında konakladı. Dileyenler için ise her zaman kamp alanına yakın bir otel konaklama seçeneği vardı.

Hava nasıl oralarda?

5 güne 3 mevsimi sığdırdık aslında. İlk 2 gün güneş kavurucuydu. Güneş kremi kullanmayanlarda amele yanıkları oluştu tabiki.

1 gece şiddetli yağmur yağdı ve bir çok çadır sular altında kaldı. 4. gün ise pedallarken bazı bölgelerde sağanak yağış vardı. Otobüs duraklarını kendimize şemsiye yaptık.

Güvenlik ve İlkyardım

Polis arabaları devriye geziyordu. Şehiriçi geçişlerimizde trafiği polisler organize etti. Ambulans ise çevremizdeydi.

Uzun bisiklet turu ve kısa bisiklet turu arasındaki fark

Gökova bisiklet turunda herkesin tura getirdiği eşyaları taşıyan bir yük kamyonu vardı. Bir kaç kişi dışında kimse yüklü bisikletle pedallamadı. Bu yüzden de eşyalar konusunda herkes maşallah çok cömert davranmıştı. 5 kiloluk şişme yatak, katlanır kamp sandalyeleri/masaları, saç kurutma makinası, her güne farklı forma/kıyafet. Uzun tur için daha minimalist düşünmek gerekiyor.

Uzun yol bisiklet turlarında her gün duş alma imkanının olmayacağını gözönünde bulundurmak lazım. Su bulamadığım için 2 hafta duş almadan pedalladığım olmuştu mesela.

Uzun yolda her zaman yemek bulabileceğiniz mekanlar bulamayacağınız için mutlaka yemek pişirme setinizi de yanınızda taşımanız gerekiyor.

Tekerimiz Can Baba’yla buluştu.

Rotamızın üzerinde bulunan Datça’dan geçerken eski Datça’ya da uğrayarak Can Yücel’in vefatından önce son zamanlarını geçirdiği evinin sokağında da biraz soluklandık.

Gökova bisiklet turunun tadı damağımda kaldı, ayrılırken ise kalbim Ege’de… 300 kişilik bu büyük organizasyonun altından başarılı bir şekilde kalkan Muğla Bisiklet Derneği’nin yöneticilerine ve gönüllülerine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Harika bir iş çıkarttınız!

Ve benim güzel Accell Bisiklet Ailem! Bu tura verdiğiniz destek ile biz bisikletlilere verdiğiniz değer eşsiz. Accell Bisiklet ailesinin içinde olmaktan gurur duydum!

Tura emeği geçen ve katılan herkese sevgilerimle. Yine birlikte pedallayacağımız yollarımız/turlarımız olması dileğiyle…

Bisikletle daha uzun yollar yapma hayalleri olanları çok pis gaza getirecek daha önce yazdığım bu yazı ilginizi çekecektir kesinlikle!

Güney Amerika’da Bisikletle 365 Gün, 8000 Km

Tur fotoğraflarının tümüne ulaşmak için TIKLAYINIZ

Category: Türkiye
Tags: Türkiye

Yorum yapılmamış

  • muhlis dilmaç
    Mayıs 26, 2017 12:41 pm

    Accell (Carraro) ile birlikte Muğla Bisiklet Derneği,
    Gökova dediler 11 yıldır tarih yazdılar.
    Hale, Lale, Jale, Anıl, Selim, Murat, hem pedalladılar, hem de eğlendiler.
    Tur boyunca renk cümbüşü içerisindeydik.
    Yedik içtik. Muz, atom fıstık, tatlı, meyve suyunu da igötürdük.
    Bir akşam yağmurun senfonisini çok sesli dinledik.
    Rampaları, inişler var dediler bir nefeste çıkıp indik.
    Bisikleti bozulana acil servis hizmetini anında verdiler.
    Sabah kahvaltıda peynirler, ballar, yumurtalar, domatesler, çaylar ikram ettiler.
    Öğlen yemekleri akşam yemekleri harikaydı, of of afiyetle yedik.
    Keşkekler, kızartmalar, pilavlar, fasulyeler, nohutlar daha neler neler.
    Üzerinde güneş paneli, ses düzeni bulunan gezici, kafe bar, köfte, kokoreç minibüsümüz bile vardı.
    Deniz keyfi de yaptık. Kah yüzdük kah yolculuk yaptık.
    Bazıları Ören de kaldı, bazıları Akbük’te. Akyaka ya ne demeli?
    Sayılı günler gelip geçti.
    Çıkışlar terletti inişler serinletti.
    Hale en güzeli dostluklardı ve öyle de oldu değil mi?
    İşte paylaşıyoruz bunları…

    Yanıtla
    • Ne güzel yazmışsın, kalemine sağlık! Yolların kazandırdığı en güzel şeylerden biri dediğin gibi dostluklar. Ne güzek oldu karşılaştı yollarımız ♥

      Yanıtla
  • Nur Kılıçel
    Mayıs 28, 2017 12:07 pm

    Ruhunu gökgürültüsü ve şimşeklerin beslediği ateşli toprakların kadını Hale, seninle karşılaşmak bu turun en güzel sürprizlerindendi. Kalemine sağlık, yolun açık olsun güzel kadın..belki bir gün bir yerlerde yeniden..

    Yanıtla
  • Haberinizi bir yerlerde okumuştum fakat blogunuz olduğunu bilmiyordum yeni keşfettim. Muğla/Bodrum doğumlu biri olarak bu cennet topraklarda, hele ki Datça ve Bodrum, çok güzel manzaralar sizi bekliyor. Bilmiyorum daha önce gittiniz mi ama Datça’da mükemmel koylar ve deniz manzarası insanı bir şekilde oraya bağlıyor. Ne kadar bakarsanız bakın sonu gelmez çünkü denizin ve gök yüzünün mavisinin. Bol eğlenceli pedallamalar diliyorum. Sağlıcakla kalın.

    Yanıtla
    • Merhabalar, Gökova bisiklet turunda o bölgeyi pedallarken çok keyif aldım, aşık olunası bir doğası var. Koyları görmek, denize girmek için kesin tekrar geleceğim ?

      Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bunlarda İlginizi Çekebilir