Bir çoğumuzun içine bir Dünya turu hayali kaçmış durumda. ”Görmedik yer bırakma”, ”Yola çık, yol açık” sloganları ile naralar atarak Dünya haritası elimizde bir yandan gittiğimiz yerleri harita üzerinde renklendiriyoruz bir yandan da gidilecek yeni yerlere bakıyoruz. ”Ben turist değilim, gezginim” diyoruz, yada ”Yok ya ben seyyahım” diye diğerlerinden bir adım ötede olduğumuzu göstermeye çabalıyoruz. 2 dakika fotoğraf çekilip ayrıldığımız yerler hakkında sayfalarca yazı yazabiliyoruz hatta neredeyse Evliya Çelebi’ye kafa tutarcasına. Kimimiz gittiğimiz ülkeler skorunu yükseltmeye çalışıyoruz, kimimiz gördüğümüz şehirlerin. 20 günde 18 ülke gezebiliyoruz mesela. Kimimiz kendimizi bulmak için çıkıyor yola, kimimiz birilerini bulmak için. Kimimizin isteği bir dağ başında uykuya dalmak, kimimizin isteği de Eyfel Kulesi’nin altında bir kadeh şarap yudumlamak. Kimimiz tek başına, kimimiz ise arkadaşlarla. Teknoloji sağolsun, yalnız seyahat ediyorken bile canlı yayınlarla tüm Türkiye’yi peşimize takıp seyahat edebilecek hale bile gelebildik. Hepimizin seyahat etmek için çeşitli nedenleri var. Kimimiz sorumluluklardan kaçıyoruz, kimimiz sistemden, kimimiz mutluluğu yakalamak için, kimimizde rahatlamak.
Hayallerimizi gerçek kılarken unutmamamız gereken sorumluluklarımız var. Aslında bir çoğumuzun da bildiği şeyler ama hatırlatmak için kendimi sorumlu hissettim. Çevrenizde unutmuş olanlara hatırlatmak için sizde kendinizi sorumlu hissetmekte özgürsünüz.
Lokalden alışveriş yap, ülkenin ürünlerini tüket
Bakın bu ciddi bir konu. Yurtiçinde yada yurtdışında nerede seyahat ediyorsan, bulunduğun yerin üreticilerini desteklemek en doğru olan. Şöyle düşünelim Fransız bir turist Türkiye’ye geliyor ve sadece Çin ürünlerinin satıldığı marketlerden alışveriş yapıyor, tek bir Türk ürünü için parasını harcamadan tatilini bitirip ülkesine geri dönüyor. Eee n’oldu şimdi? Türkiye, Türk üreticisi ne kazandı bu turistten. Aynısı bizim içinde geçerli. Kendi ülkemizdeyken kendi ülkemizin ürettiği ürünleri, başka ülkelerde seyahat ederken de ülke ekonomisi için o ülkenin ürünlerini satın almaya dikkat etmeliyiz. Satın aldığınız ürünlerin etiketlerinde hangi ülkede üretildiği yazar, üretim/son kullanma tarihinden önce bu alana bakmayı alışkanlık haline getirmemiz lazım. Şili’deyken Ekvator’un ürettiği muzu yeme mesela, Ekvator’a gidince yersin ? O muz Şili’ye ulaşacak diye ne petroller yaktırdı düşünmek lazım.
Daha az uçak yolculuğu yapmaya ne dersin?
1 haftalık tatilinde 5 kere uçak kullanmış biri ile karşılaştım geçenlerde internette gezinirken. Hangi ara tatil yaptın peki diyesim geldi sonra ne yalan söyleyeyim hem endişelendim, hemde korktum. Vereceği cevaptan değil elbet! Karbon salınımından bir haber, bir uçaktan diğerine zıplayarak kısa zamanda bir çok ülke görmeye çalışırken ayak izimizden ziyade karbon ayak izimizi bırakıyoruz şu güzelim Dünya’ya. Sidik yarıştırırcasına ülke skorunu arttırayım derken karbon ayak izini arttırmak hırslarımıza yenik düşmek bir nevi. Yapma gözünü seveyim, gördüğün 1 ülke olsun ama senin olsun. Keyfini çıkar, tadına var doyasıya. Gerçekten gezdim, tanıdım de! Havalimanında geçirdiğin saatleri, o şehrin sokaklarında kaybolarak geçir. Herkesin bisikletle yada yürüyerek seyahat edecek zamanı ve durumu olmayabilir ama eğer mümkünse tren kullan, otobüs kullan yada gemi. Karbon salınımını azalt azaltabildiğin kadar.
Bu çağda hala basılı harita mı?
Hepimizin elinde akıllı cep telefonları yada akıllı telefonlar var. Kağıt tüketimini azaltmak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri gideceğimiz ülkelerin yada şehirlerin haritalarını telefonlarımıza/tabletlerimize indirmek. Ben ücretsiz ve internete ihtiyaç duymadan kullanabileceğiniz bir uygulama olan maps.me kullanıyorum ve herkese de öneriyorum. Şehir haritaları uygulamaları da var, restoran, konaklama gibi seçenekleri de gösteren bu haritalar çok işinize yarayacak.
Taksiden in, dolmuşa bin
Benim önerim her zaman şehirleri yürüyerek keşfetmek fakat zaman yada fırsatınızın olmayacağını gözönünde bulundurarak diyebilirim ki şehiriçi ulaşımlarında toplu taşıma aracı kullanıyor olman sadece çevreye verdiğin zararı azaltmakla kalmayacak bulunduğun şehrin insanlarının da arasına karışıp orayı daha yakından tanıman için bir fırsat olacak.
Hayvanat bahçelerini ziyaret etmeye son
Sen yaşadığın hayatın demir parmaklıklardan sıyrılıp çıkmış olmanın sevinciyle Dünya’yı keşfederken görülecekler yerler listene hayvanat bahçelerini eklersen orada hayvanlara ayıp etmiş olursun işte. Doğal yaşam alanlarından alınarak kafeslerin içine tıkıldıklarında hayvanların psikolojisinin bozulduğunu, stresli hayatlar yaşadıklarını biliyoruz. O zaman ne diye hayvanat bahçelerine giderek buna destek veriyoruz? Hayvan Rehabilitasyon merkezleri, hayvanat bahçesi değildir, kafalar karışmasın.
Hayvan eziyetini sırf havalı bi fotoğraf için destekleme
Eline hayvanla çekilmiş bir fotoğrafını sosyal medyada paylaştığında beğenilerin ardı arkası kesilmiyor. Hele ki kaplanla yanyana uzanmış, yada askerlik arkadaşıymış gibi el omuzda bir fotoğraf olunca gelsin beğeni rekorları. Parası neyse verdim, ödenen o paralarla hayvanların bakımları ve ihtiyaçları karşılanıyor deme lütfen. O hayvanın ihtiyacı seninle omuz omuza fotoğraf çektirmek değil. O fotoğrafları çekebilmek için hayvanı uyuşturdukları, dişlerini çektiklerini Dünya alem duydu, sen de duy lütfen. İlla hayvanla fotoğraf çekilmek istiyorum diyorsan kedi köpekte oldukça iş yapıyor sosyal medyada ?
Ayrıca buraya kaz tüyü mevzusunu da eklemek istiyorum. ”Ayh şekerim kaz tüyü uyku tulumum hem hafif hemde sıcacık tutuyor beni, ceketim de öyle” derken acaba o kaz tüylerinin nasıl elde edildiğini düşündün mü? Bir süre önce sosyal medyada da çokça dönen bir video vardı belki denk gelmişsinizdir. Adamlar bildiğiniz canlı canlı kazların tüylerini yoluyorlar, kazlar acı içinde çığlık atarak dımdızlak kalıyor. Neymiş efenim biz sıcacık uyuyalım diye, kaz tüyü montlarımızla millete hava atalım diye! Bu tarz ürünler alırken markaların ürünlerini üretirlerkenki süreçlerini bilmek en doğal hakkımız. Açıklayıcı bilgi yoksa ve sizde alıyorsanız vahşete ortak olmuş oluyorsunuz, bunu unutmayın lütfen. Kaz tüyü montlarınızla karşıma geçmeyin sakın saçınızı başınızı yolacak cadıyı çıkarttırmayın içimden hahhaha ?
Ekolojik mekanları desteklemek lazım
Konaklama için genellikle bir çok seçeneğimiz oluyor ama önümüze sunulan seçenekler içinden birini seçerken mekanın ekolojik olmasına dikkat ederek farkını gösterebilirsin. Ekolojik hosteller yada tatil köyleri yaygınlaşmaya başladı. Sıcak suyunu güneş enerjisi ile sağlayan, yağmur suyunu depolayıp arıtarak su ihtiyacını karşılayan, yiyecek atıklarından kompostunu yapan yerlerde konaklamak artık IN!
Plastik
Marketten aldığın suyu içip, boş şişesini çöp kutusuna atmakla çevreye verdiğin zararı azaltmış oluyorsun ama o şişenin 450 yıl daha bu Dünya üzerinde kalacağını biliyor musun? O plastik şişe senden daha uzun yaşayacak! Bir termos edinip içilebilir ise çeşmelerden yada arıtma cihazı ile arıtarak suyunu termosuna doldurmak plastik tüketimini büyük ölçüde azaltacak. Plastik poşet kullanımını azaltmak için bez torba taşı diye yazmama gerek yok zaten artık o hepimizin bildiği ve unutmadığı bir konu değil mi?
Benim için gezgin dediğin bunların bilincinde olan insandır, Dünya’yı gezip görme aşkıyla tutuşurken Dünya’ya ve çevresine duyarlı olup, koruyarak yol alandır. Çok ağır kaçacak belki, belki de hoşlanmayacaksın bu dediğimden ama 60 ülke gezmişsin ama Dünya’nın içine ederek gezmişsin, bunun hiç değeri yok.
”Bak Hale şu da gezginin sorumluluklarından biri olmalı” diye eklemek istediklerin varsa yorumlar kısmına yazıp beni ve diğer gezgin ruhları da bilgilendirebilirsin. Teşekkürler ❤
Yorum yapılmamış
Aslında bu sorumlulukları edinmek için gezgin olmaya gerek yok. Kendimize, çevremize biraz saygımız olması yeterli bence… Benim burada en çok dikkat ettiğim konu çevreye saygı sanırım. Bunun içinde hayvan istismarı da var, çevreye çöp atmak da, geri dönüşüm de.. Elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Herkesin biraz çevresiyle empati kurup dikkat etmek gerekiyor. Keşke etsek :((
Doğru diyorsun illaki gezgin olmaya gerek yok, gezgin olup yolculuğunu sosyal medyada paylaşan ve bir çok kişiye yola çıkması için ilham olan kişilerin örnek olduğu için bu konu gezginler için oldukça önemsenmesi gereken bir konu. Yani sosyal medya fenomenlerinin buna dikkat etmesi gerekli kısacası
Ne kadar bilinçli bir gezginsiniz, elinize sağlık çok hoş bir yazı olmuş:)
Teşekkürler 😉
Gezginlerin +1 sorumluluğu da var,gittikleri yerlerde sadece belli başlı ya da kuytu köşedeki yerlere değil insanların gönüllerin de uğramak ve onların gönlüne misafir olmak. Tıpkı mevlana,yunus emre gibi. Orta çağda ki kesifciler gibi değil.
Doğru 😉
Gerçekten ayakta alkışlanacak ve sadece gezerken değil yaşam boyu uygulamamız gereken öneriler olmuş. Teşekkürler. Daha yaşanabilir bir dünya için çevremizin de farkında olmak ve saygı göstermek , az çöp üretip, çöplerimizi ayrıştırmaya özen göstermek lazım.
Ve bu bilinci çevremizdeki insanlarla da paylaşmak lazım 😉